single image
01-04-2016
Gökçe ALAÇLI

Bir Meslek Erbabı, Yani Papayorgiu

Teknolojinin akıllara durgunluk verecek şekilde geliştiği, yaşam biçimlerimizin, tüketim kalıplarının bundan nasibini aldığı bir dönemde, klasik araba tutkusu bu değişime ve zamana meydan okuyor. Bir zamanlar sokaklarında arz-ı endam eden klasikleri İstanbul sokaklarında görmek pek mümkün olmasa da Yani Usta bu hastalığın tutkununun çok olduğunu söylüyor. Evet, bugün size İstanbul’un eski bir meslek erbabı klasik otomobil ustası Yani Papayorgiu’den bahsedeceğim.

Cadillac, Buick, Oldsmobile, Pontiac, Chevrolet, Ford, Chrysler gibi birçok klasik arabanın bakım ve tamiriyle ilgilenen Yani Usta, 1948 doğumlu. Babasının onu okutmak istemesine rağmen arabalara olan merakından vaz geçmemiş. O dönemde İstanbul’un en büyüğü olan ve hâlâ işletmekte olduğu Pangaltı’daki tamirhanesine çocukluğundan beri gelmekte. Yani Usta bu erbabı ve meslek ahlakını, o dönemlerde Türkiye’de ilk otomatik şanzımanını tamir eden ustası, babasından öğrenmiş. 50’li yıllarda başladığı mesleği artık 60’lı yıllarda ilerletmeye başlamış. Merhum Süleyman Demirel ve Turgut Özal gibi devlet büyükleri gözü gibi baktıkları arabalarını ona emanet eder olmuş. Gel zaman git zaman Yani Usta’nın mahirliği tüm Türkiye’de duyulmuş. Bununla da kalmamış, bu bilgisini tamirhane dışına taşıyarak klasik araba, özellikle de Amerikan klasikleri konusunda aranan bir bilirkişi olmuş. Düzenlenen müzayedelerde başvurulan kişi Yani Papayorgiu’mış. 1977’de Sabancı Holding’in makam arabası seçilebilsin diye kendisine danışılan Yani Usta, şu an Buick marka olan bu arabanın sahibi. Sakıp Ağa, bu arabaya olan aşkını bildiği için 1985’te arabasını yarı fiyatına Yani Usta’ya satmış.

 ‘’ Çocukken babasıyla bana gelenlerin şimdi torunları bana arabalarını getiriyor ‘’ diyen Yani Usta sadece kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerin temsilcilerinden değil, değişime rağmen eskiyi yaşatmaya çalışan bir düşüncenin, zanaatın, inceliğin ve sabrın temsilcisi.

İşine duyduğu aşkla hayata bağlı olan Yani Usta’nın ağzından dökülen her cümlede mesleğine olan sevgisini, emek ile yoğrulmuş sanatını görmeniz mümkün. İster bağlılık ister aşk deyin, ben Yani Usta’da kendine saygı, alın teri, vefa ve her şeyden önce huzur gördüm. Sevdiği mesleği yapmış olmanın verdiği mutluluğu gördüm. Artık yitirilmeye yüz tutmuş olsa da saplantıyla tutunduğu mesleğini büyük bir inançla icra ediyor. ‘’Bir işi yaptığın vakit ne iş olursa olsun önce sevmek lazım. Ben de bu işi çok ama çok sevdim’’ diyor.

İstanbul’un değişen çehresine rağmen yarım asırdır Baysungur Sokak No:52 Pangaltı’da işlettiği mekânında yüzlerce klasik arabanın ömrünü uzatan Yani Usta, eskinin yeni karşısında direnmesini sağlayan bir avuç zanaatkârdan biri. Günün birinde onunla tanışmak isterseniz İstanbul hatıraları dolu, hoş sohbet, ustalara saygı dedirtecek birisiyle karşılaşacaksınız.   

 

Benzer Yazılar

TÜMÜ
back to top