Yalan söylememenin çocuklar İçin önemi ve önleyici yöntemler
Yalan, insan ilişkilerinde güveni zedeler ve etik değerleri sarsar. Özell...
Devamını Oku21. yüzyılla birlikte nüfus artışı, kentleşme ve sanayileşme ile birlikte doğal kaynaklarımız hızla tükenmekte ve tükenmeye devam etmektedir.
Kaynak tüketimi artarken, çevreye verdiğimiz zarar da artmaktadır.
Büyük evimiz olan dünyamızda; iklim değişikliği, kuraklık, salgın vb. olumsuz olguların gelişmesi ile birlikte çoğu ülke ekolojiye destek olmak adına çevre dostu, ısı, enerji ve su gibi kaynaklardan tasarruf edebilen sistemlerin olduğu yapılar tasarlayarak, yeni yaşam mekânları oluşturmaya başladı. Bunlardan biri de ‘Pasif Ev’ olarak karşımıza çıkıyor.
Soğuk iklim bölgelerine uygun geliştirilmiş pasif ev kavramı, enerji etkin tasarım parametreleriyle, uygulandığı ülkelerde oldukça yüksek enerji performansı sağlamaktadır.
Bu kavram, ülkemizin yenilenebilir enerji potansiyeli düşünüldüğünde binalarda yüksek enerji verimliliği elde edilerek ülkemizin enerji kaynaklarının korunması ve çevre kirliliğinin önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Pasif ev; binanın ekolojik ayak izini azaltan bir yapıda enerji verimliliği için gönüllü bir standarttır. Alan, ısıtma veya soğutma için çok az enerji gerektiren ultra düşük enerjili binalarla sonuçlanır.
1980’li yıllarda, İsveç ve Danimarka'da düşük enerjili binalar, yeni yapılacak binalar için gerekli enerji standardı olarak kabul edilmiştir. O günlerde, yüksek yalıtım, minimize edilmiş ısı köprüleri, yalıtımlı cam ve ısı geri kazanımlı havalandırma gibi bina enerji tüketimini azaltmak için gerekli pek çok unsur geliştirilmiştir.
Bu temele dayanarak hazırlanan pasif ev kavramı ilk olarak 1988 yılının Mayıs ayında İsveç’teki Lund Üniversitesi’nden Profesör Bo Adamson ve Almanya’daki Ev ve Çevre Enstitüsü’nden Profesör Wolfgang Feist tarafından ortaya atılmıştır.
Almanya'nın Hesse eyaletinin desteklediği araştırma projeleriyle geliştirilen bu kavramın ilk örneği 1991 yılında Almanya’nın Darmstadt şehrinde inşa edilmiştir.
1996 yılı Eylül ayında Darmstadt şehrinde kurulan Passivhaus Enstitüsü (passivehouse.com) ile pasif ev kavramı standartlaştırılarak teşvik ve kontrolü sağlanmıştır.
Pasif ev kriterleri; 31 Ocak 2008 Avrupa Parlamentosu Kararıyla tüm üye devletler tarafından 2011 yılına kadar uygulanması hedeflenen sürdürülebilir bir yapı standardıdır. 17 Kasım 2009 tarihinde, Avrupa Parlamentosu ve Konseyi, tüm yeni binaların performans ihtiyacının düşük enerjili binalar seviyesine getirilmesi için son tarih olarak 2020 yılını belirlemiştir.
Passivhaus Enstitüsü bu standardın diğer Avrupa ülkeleri tarafından da benimsenmesi için ‘‘CEPHEUS’‘Projesi (Maliyet Verimli Pasif Evlerin Avrupa Standartları) altında Avrupa’nın farklı bölgelerinde 250 pasif ev projesi yürütüp, onları ayrı ayrı gözlemleyip, performanslarını izledi.
CEPHEUS projesinin başarıyla tamamlanmasının ardından, pasif ev tasarımı bütün Avrupa ülkeleri tarafından benimsendi ve uygulanır hale geldi.
1996 yılından 2010 yılına kadar pasif ev standartlarındaki evler, 25.000’den fazla bir sayıya ulaştı ve bu evlerin çoğu Almanya ve Avusturya sınırları çevresinde yapıldı.
Kuzey Amerika’da ise, ilk pasif ev örneği ancak 2003 yılında Urbana, Illinois’te inşa edildi.
SPOT : 50.000 den fazla Pasif Ev
Bugün dünya genelinde pasif ev standardına göre inşa edilmiş ev sayısı 50.000’den fazladır. Bu evlerin 18.000’i Avusturya’dadır.
Türkiye’de bugün; 2021 senesinde üçü sertifikalı olmak üzere uygulaması tamamlanmış yaklaşık 14 proje vardır.
Günümüzde mevcut enerji kaynaklarının hızla tükenmekte oluşu ve doğaya zararlı gazların salınımı bütün dünyanın ortak sorunu haline gelmiştir.
Bu sebeple temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının araştırılması ve geliştirilmesi üzerine ülkeler çeşitli politikalar izlemektedir. Bina bazında enerjinin verimli kullanılmasına yönelik düzenlemelere yer verilmiş ve minimim enerji tüketen tasarım parametreleri geliştirilmiştir.
Avrupa’da özellikle soğuk iklime sahip; Norveç, İsveç, Finlandiya gibi kuzey ülkelerinde (İskandinav ülkeleri) binalarda enerjinin verimli kullanılması üzerine yönetmelikler hazırlanarak oldukça yüksek enerji tasarrufu elde edilmiştir.
Almanya’da geliştirilen pasif ev prensibi ile ısı yalıtımı, hava sızdırmazlık, ısı köprüsüz tasarım, yüksek verimli pencere ve ısı geri dönüşümlü havalandırma kavramları standartlaştırılarak binalarda, mevcut yapılara oranla %90’a varan enerji tasarrufu elde etmiştir.
İyi yalıtımlı ve yüksek hava sızdırmazlık özelliğine sahip pasif evler, iç ısı üreten elektrikli cihazlar, kullanıcı gibi iç ısı kazançları ve güneş enerjisi kazançları tarafından pasif yolla ısıtılarak gerekli iç ortam kalitesi sağlanmaktadır. Isı geri kazanımlı havalandırma sistemi ile dengeli ve sürekli temiz hava sağlanarak enerji kayıpları minimize edilmektedir.
Pasif evlerde kullanılan bu sistemler sayesinde enerji kullanımı ve karbon salınımında oldukça düşük değerler elde edilmiştir.
Pasif ev standardına ulaşmak için belirlenen maksimum ısıtma ve soğutma ihtiyacı 15 kWh/m² ve maksimum birincil enerji ihtiyacı 120 kWh/m² olarak belirlenmiştir.
Günümüzde pasif ev standardı dünyanın pek çok ülkesinde konut, okul, fabrika, ofis binaları gibi birçok yapı türüne uygulanabilmektedir.
Pasif evler enerji tasarrufu ve sera gazlarının azaltılması konusunda azımsanmayacak derecede öneme sahiptir. TS 825 yönetmeliğine uygun yapılmış düşük enerji kullanan bir binanın yıllık m² başına yaydığı karbondioksit emisyonu 25-27 kg’dır.
Yalıtılmamış bir binada bu değer 68 kg’a çıkarken, pasif evin yaklaşık yıllık m² başına yaydığı karbondioksit miktarı 4 kg’da kalmakta ve yalıtılmamış bir binaya göre 17 kat daha az karbondioksit yaymaktadır.
Yıllık metrekare başına kullanılan ısıtma enerjisi düşünüldüğüne yönetmeliğe uygun yapılmış bir binanın ısıtma enerji ihtiyacı yılda m² başına 70-80 kWh iken yalıtılmamış binalarda bu değer yaklaşık 250 kWh civarındadır. Buna karşılık pasif evin m² başına yıllık maksimum enerji gereksinimi 15 kWh olarak belirlenmiştir.
Spot: Pasif Evle %80 daha az ısıtma enerjisi tüketilir
Bütün bu değerler göz önüne alındığında bir pasif evin ısı yönetmeliğine uygun yapılmış bir binadan %80 daha az ısıtma enerjisi tüketmekte olduğu ve 6–7 kat daha az karbondioksit emisyonu verdiği görülmektedir.
Önemli Pasif Ev Kriterleri:
Isı köprüsü ve ısı kaybı yoktur.
Mükemmel duvar, çatı ve zemin yalıtımı.
Yüksek verimli havalandırma sistemi.
Pasif Enerji Katkıları:
Pencere ve diğer şeffaf alanlardan içeri sızan güneş ışınları.
Aydınlatma ve elektrikli cihazlardan yayılan ısılar.
Bina içerisindeki insanların vücut ısısı.
Konforlu Havalandırma:
Buradaki hedef, çevre kirliliği ve sağlık üzerindeki olumsuz etkileri mümkün olduğunca minimum tutmaktır.
Normal hareket halinde, bir saatte her bir kişi başına 30 m3 temiz hava gerekli olmaktadır.
Konforlu havalandırmalar tüm bu gereklilikleri yerine getirmekle birlikte konforunuzu artırarak sıhhî ve temiz bir hava sağlamaktadırlar.
Daha az toz oluşumu.
Alerjik yapıya sahip olanlar için herhangi bir polen etkisi yoktur.
Kötü kokular ve sigara dumanı emilip tüm eve yayılmayı önler
Cereyan oluşmaması.
Pasif evlerin özellikleri:
Yüksek miktarda yalıtım sağlaması.
Yalıtımı yüksek pencere ve kapı sistemlerinin kullanılması.
Bina kabuğunun (dış yüzeyinin) hava sızdırmaz özelliğinin bulunması.
Verimi yüksek ısıyı geri kazandıran havalandırma sisteminin olması.
Geri dönüştürülebilir, enerji entegrasyonunun bulunmasıdır.
Enerji Verimliliği ve 4 Fayda:
Isı yalıtımı ile enerji verimliliği enerji fiyatlarının yükseldiği günümüzde aile bütçesine katkı sağlayacak en önemli tasarruf kalemidir.
Enerji konusunda dışa bağımlı ülkemizde dış ticaret dengesine olumlu katkı sağlar.
Dünyamızın doğal kaynaklarının korunmasını, yani dünyamızdan bize miras kalan kaynakların daha az harcanmasını sağlar.
Enerji tüketimini azaltarak çevre kirliliği oluşmasını engeller ve karbondioksit salınımını azaltarak küresel ısınmaya karşı katkı sağlamış olur.
Isı Yalıtımı ve Sağlık:
Isı yalıtımının faydası enerji verimliliğiyle sınırlı kalmaz. Isı yalıtımı aynı zamanda bina içindeki sabah-akşam ısılarından dolayı oluşan ısı değişikliklerini minimuma indirerek sağlıklı ve konforlu bir yaşam sağlar.
Ev hiçbir zaman aşırı ısınmaz ve hiçbir zaman aşırı soğumaz. Cam ve duvar önlerindeki ısının evin diğer yerlerinden farklı olması engellenir.
Değişik mevsimlerde hep istediğimiz ısıyı tasarruf ederek elde etmemizi sağlar.
Yalan, insan ilişkilerinde güveni zedeler ve etik değerleri sarsar. Özell...
Devamını OkuBir motosiklet düşünün, 2. Dünya Savaşı sonrasında eve dönüş yolu d...
Devamını OkuYazın gelmesiyle birlikte, aklımıza düşen sorulardan birisi de bahçelerimizdir. B&uum...
Devamını Oku