single image
23-03-2023
İbrahim BİNER

Bir “BİRLEŞİM” Hikayesi

Değerli okurlar, dostlarım, arkadaşlarım, meslektaşlarım, hepimiz, ömrümüzün büyük bir kısmını geçirdiğimiz şirketlerimize emek vermekle meşgulüz. Sahibi de olsak, çalışanı da. Mutlaka her şirketin kuruluşu bir umut kaynağıdır, kurana da, çalışanına da. Umudu besleyen ise emek. 

Benim bugüne kadar emek verdiğim dördüncü şirket Birleşim Mühendislik, 32 yıllık meslek hayatımda. Sağlığım elverdikçe de sözüm var kendime, emeğimi sonuna kadar vereceğime dair.

Bu güzide şirketin bir neferi oluşum üzerinden üç yıl geçti. Sizi sıkmadan biraz anlatmak istiyorum kendi penceremden. 

Resmî adında da bahsedildiği gibi mekanik tesisat müteahhitliği yapan bir firmayız aslında. Sektörün içinde yer alan arkadaşlarımızın iyi bildiği gibi tesisat deyince akla birçok konu gelebiliyor. İçinde bizim ilgilenmediğimiz ise yok gibi. Isıtma, soğutma, havalandırma ki, bunların tümüne kısaca iklimlendirme diyoruz artık, mutfak, çamaşırhane, havuz, buhar, sıhhi tesisat, pis su ve gri su tesisatı, yangın önleme tesisatı, otomasyon…   Bunlar görünür yüzü.  Buzdağının altında kalan diğer işleri ise hiç saymıyorum.

Peki, bu işler nasıl başlıyor ve bitiyor, kimlerin hangi süzgeçlerinden geçiyor?

İlk aşama teklif süreci. Gelen teklif isteği, Teknik Ofis tarafından değerlendiriliyor. İşin cinsi, yapım şekli, avans durumu, süresi, yeri ve içeriği gibi birçok faktör dikkatle inceleniyor. Şirketimizin o andaki iş yoğunluğu da uygunsa teklif hazırlanıyor.

Eğer teklifimiz uygun görülürse sözleşme sonrası süreç devreye giriyor. İlk iş bütçe. Proje müdürü arkadaşımız işin bütçesini yapıp onaylatmadan ve bu bütçe ERP sistemimize girmeden işin başlaması mümkün değil.  Hemen sonrasında şantiye kurulumu tamamlanıyor. Biz buna mobilizasyon diyoruz. Şantiye kadromuz yerleştikten sonra malzeme onayları ve uygulama projeleri hazırlıkları tamamlanıyor. Onaylar alınır alınmaz yine aynı ERP sistemimiz üzerinden merkez satın alma birimimize siparişlerini geçiyorlar. Sonrasında da bildiğiniz imalat ve montaj süreçlerimiz başlıyor. Bu süreç, TAD (Test+Ayar+Dengeleme), geçici kabul, doküman teslimi (bunun içinde as-built denen, bir türlü Türkçesini bulamadığımız, yapılan işin bire bir aynı projesi anlamına gelen resimler de var) ve eğitim ile bitiyor. Aslında bitmiyor ama neyse…

Şimdi bu mesleğe gönül vermiş, bu işlerde bizzat yapan veya yaptıran tarafında yer alan değerli meslektaşlarımın, haklı duygularla bana seslenişlerini duyar gibiyim. Bu iş bu kadar basit mi? Elbette değil. Genel anlamda tesisat dediğimiz sektörün tasarım, imalat ve satış bölümlerinde yıllarını geçirmiş biri olarak net söylüyorum, sektörün en zor işi. Gerçekten çekilmesi en zor dertlerin yaşandığı, günün sonunda elde avuçta hak edilenin yarısını bile bırakmayan bir garip yolculuk işte.

Peki o zaman neden bu kadar firma ve kişi bu işin içinde? Tek yanıtı var, işe olan sevgi ve bağlılık. Şantiye tozunu yutanın iflah olmadığı söylenir.  Test ettim, 53 yaşında onayladım ben de…

Meslek hayatıma rahmetle andığım Baycan Sunaç ile başladım. Alarko ile devam ettim. Kısa bir süre için Rönesans İnşaat ile Libya’daydım. Şimdi Birleşim ile beraberim. Bu uzun yıllar boyunca edindiğim tecrübe, bana bir şirketin başarılı olmasında en önemli faktörün, şirketin bizzat patronlarının veya onun adına çalışan üst düzey profesyonellerinin işe bakışı ve vizyonu olduğunu gösterdi.

Birleşim, 2002 yılında kuruldu. Her firmanın kuruluşu gibi büyük hayallerle ve küçük bütçelerle.İşini iyi bilen, genç, dinamik, dürüst, civa gibi iki insandı bu oluşumu gerçekleştiren. Yanılmıyorsam 2004 yılıydı onlarla ilk tanışmam. Alarko Carrier Gebze Merkezinde misafirim olmuşlardı. Daha doğrusu o yıllarda çalışma arkadaşım sevgili Ozan Atasoy öncülük etmişti bu güzel tanışma fırsatına. Henüz yolun başındaydılar ama “Yıldız olmak için yıldızlarla işbirliği yapmak” felsefesini çok iyi biliyorlardı.

Son beş yıldır Birleşim çok ciddi adımlar atıyor. Çok önemli projeleri üstleniyor ve başarı ile teslim ediyor. Bunların bir kısmına biz EN’LER ve İLK’LER diyoruz.  Örneğin Türkiye’nin en yüksek binası Sapphire Tower, Türkiye’nin en büyük kongre oteli The Green Park Pendik, Avrupa’daki ilk Trump Towers Binası, dünyanın en büyük göz hastanesi Ankara Dünyagöz Hastanesi ve Türkiye’nin ilk “yeşil” binası Erzurum Alışveriş Merkezi gibi.

 Bu kadar kısa zamanda 8 milyon m2 iş bitirmiş olmanın yatırımcılara ve ana müteahhitlere verdiği güven, son aylarda bize emanet edilen yeni projelerde vücut buluyor.  Bir yandan teslim aşamasında emek verdiğimiz ve çocuğumuz gibi sevdiğimiz projelerimize, Quasar, Çiftçi Towers ve Ege Perla gibi yeni kardeşler ekleniyor.

Alarko Carrier Genel Müdürü Sn.Önder Şahin’in çok sevdiğim bir değerlendirmesi vardır. Bir şirket çok büyük olabilir, çok başarılı olabilir, dünya çapında da olabilir ama ilk bakılması gereken ne kadar vergi verdiğidir. Ülkemizdeki vergi sistemi üzerine birçok açıdan yorum yapılsa da bizim şirketimizin inancı, ulu önderimiz Atatürk’ün “Vergilendirilmiş kazanç kutsaldır” deyişi ile aynı. Bu inancın sonucu olarak 2010 yılında Vergi Takdirname Özel ödülü alan Birleşim Mühendislik, 2011 yılında İstanbul Ticaret Odası sıralamasında 136. olup bronz madalya alırken, 2012 yılında 83. sırada gümüş madalya aldı.  Gerçekten gururluyuz.

Zaman zaman sohbetlerde bazı arkadaşlarım merakla soruyorlar bana, Birleşim nasıl bu kadar işin altından aynı anda kalkıyor diye. Sır değil ki… Herkes biliyor ama bilmek ile yapabilmek çok farklı gerçekten. Biraz önce ilk nedeni söyledim. Kendini işine adamış, günde 16 saatten az çalışmayan      ( gerçekten abartmıyorum) birbirleri ile son derece uyumlu iki ortak ve Allah vergisi becerileri.

İkincisi ise şirketinin geleceğine inanan, bilgili, tecrübeli, vefalı ve en önemlisi son derece çalışkan Birleşim Ailesi.“biz1iz” sloganımızı özümsemiş o değerli kardeşlerimiz. Onlar, kendilerine verilen değerin farkındalar. Tek bir örnek yeter bunu görmeye. Şirketimizin Dudullu Organize Sanayi Bölgesi girişinde yer alan LEED Gold Sertifikalı merkez binamızı ve TSE Kalite Belgeli kanal üretim tesisimizi görmemiş olanları davet ediyorum. Lütfen buyurun, bir kahvemizi için. Ne demek istediğimi daha iyi anlatmak için bir fırsat verin bize.

Son olarak da güçlü bir kredibilite ve finansman yönetimi. Belki de en önemlisi. Rahmetli Üzeyir Garih Bey’in yıllar önce anlattığı “Üç Top” hikayesindeki gibi. Son günlerde sektör firmalarında üst üste yaşanan mali krizlerin neden olduğu “Taş Top” yani.

Hedefimiz artık dünyada da adımızı duyurmak. Bunun için bizce gerekli en önemli adım olan “elektromekanik” firma olabilmeyi başardık. Kolayına kaçmadan hem de…  Sektörün en saygın ve tecrübeli elektrik firmalarından ERDE ile kaynaşarak. Şantiyesinde mekanik – elektrik birimlerinin klâsik kavgalarına bir son vermek isteyen işverenlerimizin telkinlerine teşekkür ederek elbette…

“Bir Birleşim Hikayesi” şimdilik bu kadar. Yolumuzda ilerlerken bize desteklerini esirgemeyen tüm dostlarımıza teşekkürler. Mutlu, huzurlu ve bol kazançlı günlerinizin bol olması dileklerimizle…

Benzer Yazılar

TÜMÜ
back to top