Dünya üzerinde gerek doğal gerekse antropojenik yollarla gerçekleşen birçok faaliyetin atmosferdeki sera gazı miktarında artışa neden olduğu bilinmekte, bilhassa 18. yüzyılda gerçekleşen sanayi devrimi sonrasında bu artışın giderek hızlandığı görülmektedir. Söz konusu artış neticesinde, atmosferde sera gazları yoluyla tutulan ısı miktarı ve dolayısıyla ortalama sıcaklıklar da yükselmekte, iklim şartlarında beklenmeyen değişimler meydana gelmektedir.
Günümüz dünyasında canlı hayatını en ciddi şekilde tehdit eden, birinci gündem maddesi haline gelen ve çözüm arayışlarına ülkelerin topyekûn bir şekilde katılım gösterdiği iklim değişikliğini en yalın haliyle bu şekilde tanımlamak mümkündür.
Artık bir kriz olarak da adlandırabildiğimiz iklim değişikliğinin etkilerini sınırlamak ve zaman içerisinde de azaltabilmek amacıyla küresel çapta bir mücadele başlatılmış olup birtakım dekarbonizasyon yani karbonsuzlaşma mekanizmaları geliştirilmiştir. Karbon nötr kavramının hayata geçirilmesi yolunda en kilit noktayı teşkil eden dekarbonizasyon, atmosferdeki antropojenik kaynaklı karbon emisyonunu azaltma sürecidir.
Bu süreçte alınan aksiyonlar;
•Fosil yakıt kullanımının aşamalı olarak azaltılması,
•Temiz enerjiye ulaşımın kolay ve “uygun fiyatlı” hale getirilmesi,
•Yenilenebilir enerji kaynaklarının ön plana çıkarılması,
•Temiz enerjiye yapılan yatırımların artırılması
şeklinde ifade edilebilir.
Gönüllü Karbon Piyasası ve Karbon Kredileri
İklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için bireylere, kurumlara, kuruluşlara, devletlere global ölçekte, farklı yükümlülükler getiren birçok çalışma yapılmıştır. Başta Kyoto Protokolü olmak üzere Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC1) gibi önemli anlaşmalar imza altına alınmış ve iklim değişikliği ile mücadele noktasında mali koşullar göz önünde bulundurulmak kaydıyla karbon piyasalarının temelleri atılmıştır. Karbon piyasaları, Kyoto Protokolü kapsamındaki Zorunlu Karbon Piyasaları ve Gönüllü Karbon Piyasaları olmak üzere iki farklı temelde hayata geçirilmiştir.
Gönüllü karbon piyasası, kapsamı ve işleyişi itibariyle zorunlu karbon piyasasından bağımsız bir şekilde işlem görmektedir. Karbon denkleştirme amacıyla yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, endüstri firmaları vb. olmak üzere her kesimden bireylerin katılım sağlayabileceği niteliğe sahiptir. Katılımcıların, gerçekleştirmiş oldukları faaliyetler sonucu oluşan sera gazı salımlarını gönüllü olarak azaltmalarını ve denkleştirmelerini kolaylaştırmak amacıyla oluşturulmuş bir pazardır.
Söz konusu denkleştirme işleminin esasını ise karbon kredileri ya da bir başka deyişle karbon sertifikaları teşkil eder. Karbon kredisi / sertifikası, kredinin sahibine 1 ton CO2 veya eşdeğeri sera gazı salım hakkı sağlayan, ticareti yapılabilir bir emtia olarak ifade edilebilmektedir. Esasen bir karbon kredisi, atmosfere salımı engellenmiş olan 1 ton CO2’ye karşılık gelmektedir.
İki çeşit karbon kredisi bulunmaktadır;
•Gönüllü Emisyon Azaltımı (Voluntary Emission Reduction – VER)
•Sertifikalı Emisyon Azaltımı (Certified Emission Reduction – CER)
Gönüllü emisyon azaltımı, piyasada gönüllü takas yoluyla karbon denkleştirmesi iken sertifikalı emisyon azaltımı ise üçüncü taraf bir kuruluş tarafından sertifikalandırılmış kredilerin ticareti yoluyla emisyon denkleştirmesidir.
Karbon Nötrleme
Karbon dengeleme veya karbon ofsetleme gibi farklı isimlerle karşımıza çıkabilen karbon nötrleme işlemi işletmelerin, kurum ya da kuruluşların herhangi bir faaliyetleri sonucu ortaya çıkan yani önleyememiş oldukları emisyonları telafi edebilmek için eşdeğer miktarda karbon kredisi satın almasıdır. Bu noktada temel motivasyon, karbon denkleştirme kredilerinin bir kuruluştan diğerine aktarılması ile net bir iklim farkındalığı yaratmaktır.
Dünyanın herhangi bir lokasyonunda, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nde belirtilmiş olan emisyon azaltım metotlarından birinin kullanıldığı bir faaliyet aracılığıyla elde edilen karbon kredileri ile yine dünyanın herhangi bir lokasyonunda, bir faaliyet sonucu salımı gerçekleşen karbon emisyonu dengelenebilir ve ilgili faaliyetin karbon nötr olması sağlanabilir.
Bu sebeple karbon nötrleme işlemleri, bireylerin, kurum ya da kuruluşların kendi karbon ayak izlerini dengelemek amacıyla dünyanın dört bir yanındaki çevre projelerine yapmış oldukları yatırım olarak da ifade edilebilir.
Değerlendirme
Aşırı kuraklık veya aşırı yağış gibi ekstrem hava hadiseleri, kasırga boyutunda şiddetli rüzgarlar, buzulların erimesi neticesinde okyanus ve deniz suyu seviyelerinde yükselme vb. çok ciddi etkileri beraberinde getiren iklim değişikliğinin çağımızın en önemli problemlerinden biri olduğu su götürmez bir gerçektir. Bu hususun yalnızca insan hayatı üzerine etkileri göz önünde bulundurularak değerlendirilmemesi gerekir. Bitkiler, hayvanlar ve dahi ekosistemler iklim değişikliğinin doğurduğu sonuçlardan azami şekilde etkilenmektedir.
Karbon nötrleme gibi bir nevi sosyal sorumluluk olarak ele alabileceğimiz işlemlerin mümkün mertebe artması aynı şekilde iklim değişikliğine karşı hassasiyeti ve farkındalığı da arttıracak, daha yaşanabilir bir dünya için 2050 Net Sıfır hedefine ulaşma yolunda insanoğlunun en önemli yardımcılarından olacaktır.